Disfruto, eyvallah
“Taco iyi mi?” diye soruyoruz, yağmurun vurduğu derme çatma çinko çatının altına gelişigüzel atılmış plastik masalar arasında kendimize yer ararken. Altı sarı kafa bize dönüyor, hangi sesi kimin çıkardığını anlamak mümkün değil, yemek yerken yakaladık. Lokmalar ağzında dönüp dururken birinin sana soru sorması sevimsiz biraz. Yine de “Çok çok iyi” ya da “Yediğim en iyi taco” gibi laflar dökülecek bir aralık buluyor dillerinden. Eğer tavsiye vermekse Avrupalılardan hızlısı yok. Buraya kadar zahmet etmişler, her şeyi beğenmek zorunda hissedip kocaman övgü kelimelerini bozuk para gibi harcamakta Amerikalılarla yarışırlar; Awesome, incredible, sick… Deneyelim, görelim. Kanadalı Fransız dostum Nicholas’la bir plastik de biz çekiyoruz altımıza.